09:39
0
Allahu Teala şöyle buyurmaktadır:De ki: Eğer babalarınız çocuklarınız, kardeşleri­niz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, az kar ge­tireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden ev­ler, sizlere Allah'tan, O'nun Rasülünden ve O'nun yolun­da cihad etmekten daha sevimli ise artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah fasıklar topluluğu­na hidayet vermez. (Tevbe: 9/24)Müellif -Allah onu affetsin- der ki: "Bu ayeti şerifede ci­hadı, ondan yüzçevirerek mal ve ehlin olduğu şeylere süku­net edenler hakkında; tehdit, korkutma ve uyarı vardır. Ey akıl sahipleri ibret alın."Alîahu Teala şöyle buyurmaktadır:Ey iman edenler, ne oldu ki size Allah yolunda sava­şa kuşanın denildiği zaman, yerinizde ağırlaşıp kaldınız? Ahiretten cayıp dünya hayatına mı razı oldunuz? Ama ahirettekine göre bu dünya hayatının yararı pek azdır. Eğer savaşa kuşanıp çıkma/sanız, o sizi pek acı bir azap­la azaplandıracak ve yerinize bir başka topluluğu geti­rip değiştirecektir. Siz ona hiçbir şeyle zarar veremezsi­niz. Allah her şey güç yetirendir.(Teybe: 9/38-39)İmam Kurtubi şöyle diyor: Bu, cihadı terkedenlere bir azarlama, cihada çıkmaya hemen başlamayıp oturanlara bir itaptır.yerinizde ağırlaşıp kaldınız?. sözü, yani yerin nimetlerine veya yerinizde ikame etmek demektir. Devam­la der ki: Cihada çıkmaktan hoşnutsuzluğu izhar ederek üşenmek, ağırlaşmak herkese haramdır. Devamla: Eğer imam bir kavmi tayin eder ve onları cihada davet ederse, tayin ile beraber onların ağır davranmaları söz konusu olama?Onun tayiniyle tayin ettiği kişilere cihad farz-ı ayn olu] Farz-ı ayn oluşu cihadın mekanından değil, imama itaatti dolayıdır.[218]Allahu Teala şöyle buyurmaktadır:Allah'ın Rasulü'nün hilafına evlerinde (savaşa çık! maktan) geri kalanlar, (bu yüzden) sevinmekte ve Allafi yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmeyi hoş gör| meyerek, "sıcakta savaşa çıkmayın" demektedirler. (EJ Muhammedi Onlara) de ki: "Cehennem ateşi daha sıcak* tır." Keşke bunu anlamış olsalardı. İrtikab ettiklerine ce| za olmak üzere az gülüp çok ağlasınlar. Allah, seni onj lardan bir gruba geri döndürüp karşılaştırır ve onlar di (savaşa) çıkmak için senden izin isterlerse, (onlara) de kil "Benimle birlikte hiçbir zaman (bir savaşa) çıkamayacak ve benimle birlikte asla bir düşmanla savaşamayacaksı| mz. Zira siz, baştan oturup kalmaya rıza göstermiştiniz^ O halde geride kalan (kadın, çocuk ve ihtiyar) larla bir| likte oturun. (Ey Peygamber!) Münafıklardan ölen bir kimsenin namazını sakın kılma ve kabri başında da dur­ma. Zira onlar Allah'ı ve Rasulü'nü inkar etmişler ve fa-sık olarak ölmüşlerdir. (Tevbe: 9/81-84)Allah sana rahmet etsin. Cihaddan geri kalıp oturanlar ve onda infak etmeyi kerih görenler hakkındaki bu şiddetli tehdide ve büyük, aşağılık, elem verici yükümlülüğe bak. Her ne kadar bu ayetler belli birtakım kavimler için nazil olmuşsa da, aynı şekilde kendileri gibi aynı fiili işleyen ve vacip olan cihaddan kendileri gibi geri kalanlara bir tehdit ve korkutmadır. La havle vela kuvvete illa billah.İbn Ömer'den (r.a) Rasulullah'm (s.a.v) şöyle dediği rivayet edilmiş Siz, iyne (veresiye) ile satın almaya başladığınızda! ineklerin kuyruklarına tutunduğunuzda, ziraate razı olduğunuzda ve cihadı terkettiğinizde; Allah üzerinize zilleti musallat kılar. Dininize dönmeyinceye kadar Al­lah, onu sizden söküp atmaz.[219]Beyhaki der ki: îyne ile alışveriş yapmak; adamın, "bu­nu şöyle şöyle al, ben de senden şöyle şöyle alırım demesi-dir"der.[220]El-Haravi[221] iki garipte şöyle demektedir: El-İynetü, bir şahsın belli bir süreye kadar başka bir şahsa bir malı satma­sı, daha sonra bu malı sattığı değerin altında aynı şahıstan (tekrar) satın almasıdır. Bu da mekruhtur.Şayet iyne sahibinin yanında bir başkasından bir malı sa­tın alır ve kabzettikten sonra belli bir süreye kadar iyne sa­hibine aldığının üstünde satarsa, bundan sonra da alıcı ilk sa­tıcıya değerinin altında bir parayla satarsa bu da iynedir. An­cak bu ilkinden daha ehvendir. Kimilerine göre bu caizdir.îyne denilmesinin sebebi mal sahibine paranın hasıl ol­masındandır. Aynı hazır olan maldır. Müşteri onu satmak için satın alır ki akabinde kendisine bir yarar dokunsun.Kadılar kadısı Maverdi der ki: "İyne denilmesinin sebe­bi paranın karla alınmasıdır" der. Ayn ise dirhem ve dinar­lardır.Müellif der ki: Hadisin manası şudur: İnsanlar cihadı terkedip ziraat ve benzeri şeylere yöneldiklerinde, Allah da onların üzerine düşmanlarını musallat kılar. Çünkü on­ların ne hazırlıkları var ne de onların saldırılarına karşı bir amade olma var. Ayrıca onlar, içinde oldukları dünya nimet­lerine rıza göstermişlerdir. Dolayısıyla hakir ve zelil ol­maları haktır. Onlar üzerlerine vacip olan kafirlerle cihada, onlara karşı sert olmaya, dini ikame etmeye, İslam ve ehli­nin yardımına, ilayı kelimetullaha, küfür ve ehlini zelil kıl­maya dönmedikçe, ondan kurtulamazlar.Nebi'nin (s.a.v) "...dininize dönünceye dek" sözü, ci­hadı terketme ve ondan yüz çevirip dünyaya dalmanın din­den çıkma ve ondan ayrılma olduğuna delalet eder. Kendisi için apaçık ber günah olarak bu, kifayet eder.Enes b. Malik'den (r.a) Rasulullah'm (s.a.v) şöyle dediği rivayet edilir:Kim Allah yolunda bir gaza ederse, Allah'a karşı olan tüm taatını da eda etmiştir. "Dileyen iman edervedileyen küfreder. Şüphesiz zalimler için ateş hazıriamı-şızdır."                                                       (Kehf: 18/29)Devamla denildi ki:Ey Allah'ın Rasulü! Senden işittiğimiz bu hadisten sonra cihadı kim terkedip yerinde oturur?' Ö dedi ki:Allah'ın lanet ettiği, gazap ettiği ve onun için büyük bir azap hazırladığı kişiler terkeder. Âhır zamanda ci­hadı görmeyecek bir kavim gelecektir. Şüphesiz Rabbin kendi katında bir ahitte bulunmuş. Ahdini O bozmaz. O da şudur: Hangi kul bunu bu şekilde görerek ona varır­sa alemlerde hiçbir kimseye azap etmediği bir şekilde onu azaplandıracaktır."İbn Asakir hadisin tümünü cihadı terketme konusunda şiddetli tehdit babında tahriç etmiştir.Hadisin başını cihadın fazileti babında başka bir ta­rikle -denildi ki ey Allah'ın Rüsulünden sonuna kadarki bölümü hariç- rivayet etmiştir.[222]Ebu Bekr es-Sıddik'ten şöyle dediği nakledilmiş: "Rasulullah'ın (s.a.v) vefatından bir yıl sonra insanlara hutbe vermek için -ağlamaktan boğulur haldeyken- ayağa kalkıp dedi ki: Ey İnsanlar! Bir yıl önce bu ayda ve şu min­ber üzerinde Rasulullah'm (s.a.v) şöyle dediğini işittim:Cihadı terkeden bir kavim yoktur ki Allah onu ze­lil kılmasın ve emri bil maruf ve nehyi anil münkeri ter­keden bir kavim yoktur ki, Aljah hepsini cezalandır­masın." Bunu Şifau's-Sudur'da zikretmiştir.Taberani aynı hadisi sahih bir isnad ile özetleyerek rivayet etmiş: "Cihadı terkeden bir kavim yoktur ki, Al­lah onların tümünü azaplandırmasin.[223]İbn Asakir isnadıyla Mücalid[224] o da Şabi'den[225] şunu söylediğini tahriç etmiş: "Ebubekir'e biat edildikten sonra minbere çıkıp.ve hadisi zikreder. "Ve onda cinai' di terkeden bir kavim yoktur ki, Allah onları fakirlikle vurmasın" cümlesini de söyledi.Eğer desen ki, insanları cihaddan yüzçevirdikleri haldi içlerinde zengin olan çok insanı görürsün. Bunun sebebi ne! dir?                                                                          Cevap olarak: Zenginlik şudur. Sahih bir hadiste olduğu[226] gibi zenginlik, meta çok­luğundan olan zenginlik değildir. Asıl zenginlik kalp zen­ginliğidir. Fakirlik kalp fakirliğidir, insanlardan gördüğü-, müz ise, onlar cihad ve ganimetten yüz çevirip, mubah ve başka yollarla kazanma yollarına yönelince; Allah, onlara kalp fakirliğini, aşırı hırsı, cimriliği musallat kıldı. Vacip olan bir çok hakkı menettiler. Gümrük vergisi gibi bir çok harama el attılar. Onların yanında azıcık dünya malı değer­lidir. Hırs ve tamahkarlık onları zelil kılmış. Azı hariç, rı-zıklarının kendi taraflarından geldiğini görenlere zilletin hakim olduğunu, onun gitmesinin korkusundan dolayı ta­mahkarlığı onu köleleştirmiştir. Eğer zengin olsaydı haki­katte hür olacaktı. Her ne kadar servet sahibi de olsa aslın­da o fakirdir. Görünüşte aziz de görünse, aslında zillet kal­bini bürümüş ve onda iskan etmiş. Kılıcından dolayı rızık-lanan kimselerde bunlardan hiçbir şeyi göremezsin. Çünkü rızkı, ganimetten o da kılıç ile alınmadır. Allah'tan başka hiç kimsenin minneti yoktur. Ganimet büsbütün helal olduğu­na göre onda hiçbir şüphe yoktur ve kalbin aydınlanmasın­da cimrilik ve hırs karanlıklarını ağartan birinci sebeptir. Ga­nimet sahibi eli itibariyle fakir de olsa aslında o zengin kalplidir. Onun zahirdeki elbisesi fakir ve miskin de olsa, onun batın şiarı -Allah'ın vasıflandırdığı gibi- izzet ve yü­celiktir. Allahu Teala şöyle buyurmuştur:Müminlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı şid­detlidirler. (Maide: 5/54)Şüpheden kazanç sağlayan tamahkarlığın kendisini ya­ratılmışlara zelil kılan kimseye gelince, o her ne kadar za­hirde aziz görünse de onun kalbi zilletin değişik nevileriyle doludur. Zahirde her ne kadar topladığı ile zengin de oll sa, o batında hırs ve tamahkarlıkla fakirdir. Bu düşük ahlaj ki, miras bırakacak kadar aşağılık kazançların babası olu "Allah dilediğini doğru yola hidayet eder."(Bakara: 2/213Şifau's-Sudur'un sahibi der ki: Ali'nin (r.a) bir söj zünde şöyle söylediği rivayet edilir:Allah için cihad, Cennetin kapılarından bir kapıdır. Alf lah yolunda cihad etmeyi terkedenlere Allah; zillet elbise! sini giydirir. Belayı büründürür, aşağılanmasını kolaylaştı! nr, zilletle nişanlanır ve ona karşı adaletten men edilir.[227]Aynı şekilde yine aynı kitapta Zeyd b. Eslem'den[228] o da babasından[229] o daRasulullah'm (s.a.v) şöyle dediğini rivayet eder:                                                                
"ökten yağmur yağdıkça cihad tatlı ve yeşil kalacak! tır. İnsanların üzerine bir zaman gelir ki, onlardan bal zı kurralar; "bu zaman cihad zamanı değildir" derleri Sizden kim bu zamana yetişirse o dönem ne güzel cihadı dönemidir." Dediler ki:Ey Allah'ın Rasulü! Onlardan biri mi bunu söyleyecek?Buyurdu ki:Evet Allah'ın meleklerin ve tüm insanların lanetle diği kişi?"Yine aynı yerde Ebi Ömer el-Karaşi'den Rasulul lah'ın (s.a.v) şöyle dediğini nakleder:Şüphesiz günahlar, alacaklının borçluyu hapsettiği gibi o da sahibini Allah yolunda cihad etmekten alıko­yan"Ebu Hureyre'den (r.a) Rasulullah'ın (s.a.v) şöyle dediği rivayet edilir:Cihaddan bir eser olmadan Allah'a kavuşan, ge­dikli olarak Allah'a kavuşur.[230]Hadisi Tirmizi, İbn Mace, Hakim rivayet etmiş. Hepsi de İsmail b. Rafi'den[231]ki zayıftır- o da Ebu Salih'ten[232] riva­yet etmişler. Hakim "bu büyük bir hadistir. Ancak İsmail ile ihticac etmemişler" der. Beğavi de Mişkat kitabında zikret­miştir.Yine ondan Rasulullah'ın (s.a.v) şöyle dediği riva­yet edilir:Kim cihad etmeden veya cihad etmeyi içinden geçir­meden ölürse o nifaktan bir tür üzere ölmüştür.[233] Müslim rivayet etmiş.Ebu Davud ve İbn Mace sahih bir isnad ile Ebu Umame'den[234] Nebi'nin (s.a.v) şöyle dediğini rivayet etmiş­ler:Kim gaza etmez veya savaşçıyı teçhiz etmez veyahut ehlinden hayırla bir savaşçıyı geri bırakmazsa, Kıyamet günü gelmeden önce Allah şiddetli musibetleri üzerine getirir.[235]                                                                  :;Abdurrezzak Saidb. Abdulaziz'den[236] der ki: Mak-   j hul'den şöyle dediğini işittim: Rasulullah (s.a.v) şöyle de -mistirHiçbir ev ehli yoktur ki, onlardan bir savaşçı çıkmaz veya savaşçıyı teçhiz etmez veyahut öyle birini ehlinde bı­rakmazlarsa, Allah ölümden önce onların başına musi­bet getirmiş olmasın.[237] Bu mürseldir.Faide: Kurtubi diyor ki: (Cihad hususunda) herkes ihmal­kar davranırsa tek bir kişi ne yapabilir? diye sorulursa şöy­le denilir: Bir esire kastederek onu fidye karşılığında salı­verir. Eğer o bir kişiyi fidye ile alırsa, cemaatte yapamadı­ğını birey olarak daha çok yapmış olur. Çünkü, eğer zengin­ler esirlerin fidyelerini aralarında bölüştürürlerse, her biri an­cak bir dirhemden az bir şey öder. Gücü varsa savaşır. Yok­sa bir savaşçıyı teçhiz eder.[

0 yorum:

Yorum Gönder