Aslında bu özellikleri uzun süre
koruyamıyan ve değişen hayata etkili olamayan din; ara
sıra kendi içinden bir adam çıkıp da; çok kuvvetli imânı, maneviyatı,
fedakârlığı, hasbîliği ve üstün fikrî ve ruhî yetenekleri ile o dinin Ölü
vücûduna yeni ruh üflemedikçe ve o dine inananlarda yeni bir güven, cezbe,
hareket ve aksiyon meydana getirmedikçe, bu zamana kadar
yaşayamaz.
Hayatın ihtiyaçları her zaman
tazedir. Maddecilik ağacı sürekli bahardadır. Nefsaniyete çağrıya ve onun dininde gerçekten bir yenileme
yapmaya ihtiyaç yoktur. Çünkü nefsin isteklerine yöneliş ve insanı ona teşvik
eden şeyler adım adım her yerde vardır.
Yine de onun
tarihi, o nefsâniyet dininin cezbeli, atak
davetçi-leri, propagandacıları ve başarılı
yenileyicileri ile doludur. Onlar, nefsâniyet dînini
bugüne kadar genç tutmuşlar ve ona daveti bu zamana kadar canlı olarak
sürdürmüşlerdir.
"Her ne kadar mü'min ihtiyarlarsa da, Lât ve
Vlenât (putları) gençtirler."
Buna karşılık gerçek din; yeni bir
hayat, yeni bir güç ve enerji ile ortaya çıkmazsa ve ara sıra onun yenilemesi
yapılagelmezse yeni kan taşıyan (canlı) maddecilik
karşısında yaşaması zor olur.
0 yorum:
Yorum Gönder